Biz nasıl bir ümmet olduk?!
Ecdadımız “Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki?” diyerek Kudüs’ü, islam aleminin 3. Mübarek beldesini dertleniyor. Göz bebeği gibi kolluyor haçlılardan, siyonistlerden.
Namusu bilip namahremlerin çiğnemesine izin vermiyordu.
Ya ‘biz’
Yeni nesile Kudüs’ün değeri anlatılmadığı için, Kudüs’den bihaberiz. Eski nesil de Kudüs’ü dertlendiği de görülmüyor.
Kudüs bizim, ümmeti Muhammed’in lakin organlarımızın birini dışlamış gibiyiz.
Dertlenmiyoruz, ilgilenmiyoruz, görmüyoruz ve en kötüsü de kardeşlerimiz siyonist İTrail askerlerine direnirken destek vermiyoruz.
Evet elimizden bu kadarı gelmiyor belki.
Lakin dilimiz, kalem tutan ellerimiz işlev görüyor çok şükür.
O halde bu zulmü, bu işgali tüm ümmeti Muhammed’e anlatalım.
Tüm dünyaya bu eli kanlı İTrail’in zulmünü yazalım.
Belki destek vermeyiz kardeşlerimizin katillerine bundan sonra.
Belki ümmeti asırlık uykusundan uyandırabiliriz.
Belki…
Belki tek yumruk olabiliriz…
Belki bir Selahattin olamayız lakin Selahattin’lerin yetişmesi için elimizden geleni yapabiliriz.
Kudüs’ü anlatmaya kelamlar yetmez.
Yazmaya mürekkepler…
Kudüs beş parmağımızın biri, hangisini dışlaya biliriz ki?
Biz bir olursak kim karşımız da durabilir ki?

 

 

ElifElif Dergisi-Sizden Gelenler / FURKAN AYDIN

Categories:

Comments are closed