01

Biyolojik olarak bakıldığında gencin tarifi bellidir. On sekiz-kırk yaş arasında olan her bireye “genç” denilir. Bu tarif; biyolojik yapıyı ön plana çıkaran bir genç tarifidir. Ama bir de meseleye; ruh, zihin, ideal, hedef, gayret, fedakârlık ve mazeret üretmeme noktasından baktığımızda, “biyolojik genç tarifi” işin diğer tarafını ifade etmekte yetersiz kalır.

 
Birkaç tane farklı genç tarifine bakalım. Doğum yılının gösterdiği yaş kaç olursa olsun karşılığını ahirette göreceği bir hizmet ve iş teklifi karşısına çıktığında, tereddüt etmeden “Yaparım inşallah.” diyen kimse gençtir. Cinsiyeti yani erkek veya hanım oluşu hükmü değiştirmez. İşte bu anlayışla hareket eden herkes; nüfus cüzdanındaki “yaş” hanesine bakılmaksızın gençtir.

 
Genç, inancı ve ideali uğrunda fedakârlık yapabilendir. Bu tariflerde olduğu gibi genç üzerine birçok tarif yapılabilir. Fakat burada asıl mesele; bir gencin, gençliğinin kıymetini bilecek ve bu gençliğinin de içini dolduracak bir seviye ve bilincin o gence, zamanında verilebilmesindedir. Eskilerin bir sözü var; “Araba devrilince akıl veren çok olur” diye. Genç ve gençlik gerçekten büyük bir nimettir ama bu yetmişli yaşlara gelmiş aksakallı bir amcanın ifadesiyse böyle bir ifadenin bu amcaya artık hiçbir faydası yoktur.

 
Asıl olması gereken; gençlerimize gençliğin değerini ve önemini, gençlerimiz o genç yaşlarında iken, fırsatlar hâlâ ellerinde iken fark etmelerini ve kıymet bilmelerini sağlayabilmektir. Bunun için de gençlere; zamanında zaman ayırmalı, onları doğru örneklerle tanıştırmalı, onların önüne peşlerinden gidebilecekleri gerçek kahramanlar koymalıyız. Gençlere yaradılış gayelerini iyi kavratmalı, hedefli, gayeli, gayretli, fedakâr ve ideal sahibi olmaları için gece gündüz çalışmalıyız. Bütün bu gayretlerle birlikte yetişkinler ve toplum olarak gençlerin; sözlüğünden “zor “kelimesini çıkarmaları, yorulmamaları, iş değiştirerek dinlenmeleri, usanmamaları, görev ve çalışmalarını ihmal etmemeleri -bu günün işini yarına bırakmamaları-, ümitsiz olmamaları, yaradılış gayelerinden taviz vermemeleri, sorumlulukların idrakinde olan gençler olarak yetişmelerini ve hayata sarılmalarını sağlayacak idrak ve çalışmaları her zaman ve ortamda sürdürmeliyiz. Bir gencin sadece on sekiz yaşında olması yetmez. Bu yaşının ve gücünün farkında olması ve bu yaşının hakkını verecek donamımda olmasıdır asıl mesele.

 
Dinimiz İslam, nasıl bir genç modeli inşa eder?

 
İslam, hem ibadet ve ahlak boyutlarında kendisinden istenilenleri yapan, hem de bilinç boyutunda bir ideale bağlı olan bir gençlik modeli inşa ediyor. Bu modelin birinci kanadını Lokman Suresi’nde bahsedilen Lokman aleyhisselamın oğluna tavsiyeleri üzerinden açıklayabiliriz. Lokman aleyhisselam orada oğluna: “Şirk koşma, anne babana güzel davran, yeryüzünde böbürlenerek yürüme, insanlara tepeden bakma, namazını dosdoğru kıl, sabırlı ol, iyiliği emret ve kötülükten sakındır.” gibi bir takım öğütler veriyor. Bunlar bir gencin Müslüman ve dolayısıyla insani kimliğini inşa eden tavsiyelerdir. İslam’ın inşa ettiği genç modeli, bu suredeki hassasiyetlere uygun bir genç modelidir.

 
İkinci olarak, İslam, gencin bilinçli, şuurlu ve dava sahibi olmasını ister ki bunun örneğini de Kehf Suresi’nde bulmak mümkündür. Bu surede Rabbimiz bir grup gençten ve onların zalim bir otorite karşısındaki ideal duruşlarından bahsetmektedir. Bu gençler Allah’tan başka ilah olmadığına inanmış ve O’ndan başka otoriteleri tanımamışlardır. Allah’ın hudutlarını aşanlara ve onun yerine yeni sınırlar inşa edenlere karşı ayağa kalkmışlardır. Allah’a kulluk şuuruna ve kararlılığına sahip olan ve bunu da açıkça ifade eden gençlerdir.
Dolayısıyla bu iki surede bildirilen hususiyetleri bir arada düşünerek toparlayacak olursak, İslam’ın çizdiği genç modeli, hem ibadetlerini yapan, hem ahlakını güzelleştiren, hem de dünyayla ilgilenen, toplumsal meselelere duyarlı, hayatın içerisinde olan, İslam’ın akidevî düzleminden haberdar olan, bunu da mücadele düzeyinde temsil eden bir genç modelidir. Başka bir ifade ile İslam’ın çizdiği genç modeli, sahabelerin şahsında müşahhas hâle gelmiş bir genç portresidir.

 
İmanlı genç kimdir?

 
Enerjisini, varlığını ve her şeyini Allah’a adamış olan gençtir. Varlığını Allah’ın dini ve davası için ortaya koyan gençtir. İmanlı genç, batıl düşünüş ve batıl yaşayış biçimlerinden kendisini soyutlamış ve beri kılmış gençtir. Bunlardan beraatını ilan etmiştir. Hayatında yalnızca Allah’ın belirleyiciliğini kabul eden ve “Benim düşünce biçimimi, benim oturuşumu kalkışımı, yaşam tarzımı yalnızca Allah belirler. Ben Allah için yaşar ve Allah için ölürüm.” diyebilen bir gençtir. İmanlı genç, hayatın içinde olan, meydanda olan bir gençtir. Sosyal hayattan soyutlanmış, sırf kendi hâlinde dinini yaşayan bir genç tipi, İslam’ın istediği genç tipi değildir. Doğrudan doğruya hayatın içinde olan, mücadele sahasında yer alan, Allah’ın dinini sosyal hayatta temsil eden, içsel ve toplumsal duruşu sağlam bir gençtir. Dünyadaki zulüm ortamına karşı duyarlı, ümmet bilincine sahip olan bir gençtir. Mesela; Müslüman gencin Kudüs diye bir derdi vardır. Müslüman genç Misakımilli coğrafyasına değil, tüm ümmet coğrafyasına gönlünü açar. Tüm yeryüzünü hesaba katar, tüm mazlumları hesaba katar, onların dertleri ile dertlenir, dünyanın neresinde baskı, zulüm, kan ve açlık varsa onunla ilgilenir. Elinden gelen bir şey varsa yapmaya çalışır.

 
İmanlı genç, Müslüman zihinlerin ve İslam coğrafyasının işgal edilişine karşı duyarlıdır. Müslümanların bu boyunduruklardan kurtulması için yeniden ümmet bilincine kavuşmaları için çalışır. Bilindiği gibi İslam’ın temel yükümlülüklerinden birisi de emri bil maruf ve nehyi anil münkerdir. Müslüman bir genç münkerle sorunu olan bir gençtir. Diyelim ki; şurada gayri ahlakî bir durum var, elinden geliyorsa ona müdahale eder. Böyle bir sorumluluğu vardır onun. Eliyle, diliyle veya kalbiyle müdahale eder ama asla münkeri görmezden gelmez.

 

Fahri Sevimli / ElifElif “Gençlik Özel” Kış Sayısı (2016-1437)

Elifelif İrt: (0212) 417 7775 – (0212) 418 32 54 

Categories:

Comments are closed