brideSORU:
Selamünaleyküm hocam;
Ben bekâr, kapalı bir bayanım. Böyle arkadaşlarım var, hepsi benden güzel kızlar. Benim içimde haset oluyor zaman zaman. Dinimi yaşayışımda da gevşeklik oluyor. Onlar neden güzellerde ben çirkinim diye sorguluyorum. Ne yapmam ve nasıl düşünmem lazım? Ayrıca çirkinliğin kısmet ve evlilikle ne derece alakası var? Çirkin olanlar evde mi kalır?
CEVAP:
Selamünaleyküm,
Kızım,
Nasıl insanların bedeninde ve organlarında hastalıklar bulunuyorsa beyinlerinde ve hayata bakışlarında da hastalıklar bulunur. Organlardaki hastalıklar için doktora gidildiği gibi düşünce hastalıkları için de doktora gidilir. Yalnız bu doktor, Kitabımız Kur’an’dır. Kur’an’ımız, bize ahiretle ilgili saadet ilkelerimizi gösterdiği kadar, şu dünya hayatımızda huzur içinde olmamız için gerekenleri de gösterir. Adeta bizi çift kanatlı olmaya hazırlar. Tek kanatla uçamayacağımızı öğretir. Onun tedavisinde ve korumasında olmayanlar, su içinde kuraklıktan kavrulmaya mahkûm bir hayat yaşarlar.Sizin temel sıkıntınız, şu fani dünya hayatına Kur’an’daki bakışla bakamayışınızdan kaynaklanıyor. Sizin gibi fani, sizin gibi özürlü, sizin gibi ölümlü, sizin gibi arızalı, sizin gibi etten kemikten bir bedenle ayakta duran kullar üzerinden ölçüm yapıyorsunuz. Karpuzu karpuza ölçmek türünden bir hata yapıyorsunuz. Eğer karpuzun tadını karpuza ölçerseniz milyarlarca karpuzla ölçseniz ‘en güzelini’ hiçbir zaman bulamazsınız. ‘En güzel’ tespiti için tatta neyi ölçü alacaksınız ki? Karpuzu, kendisinden başka bir bitki ile mesela kabak ile ölçerseniz karpuzun tadından söz edebilirsiniz. Gerisi oyalanma olur. Şeytan, insanları alkol ve benzeri haramlarla nasıl oyalayıp onları asıl kulluk çizgisinin dışına çekmeye çalışıyorsa size yaptığı gibi çok basit ve konu edinmeye bile değmeyecek ayrıntılarla da meşgul eder. Böylece bulunması gereken yerin dışında tutar onları. Güzellik ve benzeri endişeler de bu türden sıkıntılardır. Şimdi sizinle beraber, sizin sorununuz olan güzelliği ele almaya çalışalım. Ben sorayım, siz bana cevap veriyor gibi kendinize cevap verin. Kalbinizin huzur bulması için cevaplarınızı hakkaniyetle verin. Başınızı kuma gömerek cevap vermenizin bir anlamı olmayacağını bilmelisiniz:
a) Güzel nedir, çirkin nedir? Hangi kız daha güzeldir? Derisi daha beyaz olan mı yoksa kaşları ince, burnu kısa, gözleri çekik, dişleri seyrek, göğüsleri şişman, boyu kısa, ayakları basık olan mı? Hangi kızdır güzel olan? İyice düşündüğünde güzelliğin hiçbir standardı olmadığını kendinde göreceksin. Ben, bana soran kardeşlerime çok beyaz tenli kızlarla evlenmemelerini tavsiye ediyorum. Herkes beyaza güzel diyor ama beyazın da kir tutma oranının yüksek olacağını söylüyorum. Mesela diyorum ki, çok beyaz tenli bir kız, bakarken güzel görünür ama içindeki çok hafif bir burukluğu da hemen dışına yansıtır. Aranızdaki muhabbet çok çabuk etkilenir. Orta beyazlığı tercih etmeyi tavsiye ediyorum. Elbette bu, bir âyet hadis değildir. Şahsi kanaatimi, tecrübelerimi dile getiriyorum. Beyaz tenli olmayı güzelliğin aslı zannediyorsan bu yaptığın bir çocukluktur. Ten, siyah da olsa beyaz da olsa güzelliğin bir bölümü olabilir, tamamı olamaz. Güzellik bir bütünün adı olmalıdır. Bu bütüne yüz şekli kadar dişlerin yapısı, parmaklar, boyun uzunluğu kısalığı gibi belki yirmi otuz değer katılmalıdır. Toplam hakkında güzellikten söz edilmelidir. Şu dünyada her şeyi ‘en güzel’ olan insanın bulunması, elle güneşi tutmak kadar zor bir şeydir. Bu değerlerden birinde şu kadar iyi, diğerinde de bu kadar iyi şeklindeki değerlendirmelerin toplamından ortaya güzellik diye söz edilebilecek bir sonuç çıkabilir. Sadece bir yüz güzelliği ile güzellik değerlendirmesi yapılacaksa o zaman dişlerin güzelliği de bir güzellik ölçüsü olarak önümüzde duracak demektir. Bu da bizi, harika dişleri olan köpek balığına güzel deme sonucuna götürmez mi? Güzelliği, bir bütün olarak görmemizin şart olduğunu anlamış oluyoruz.
b) Elhamdülillah, Müslümanız. Allah’a ve ahiret gününe iman ediyoruz. Kitabımız Kur’an’dır diyoruz. Meleklerin bizimle beraber olduğuna inanıyoruz. Hasenat ve seyyiatımızın yazıldığını biliyoruz. Biz, böyle iman eden birileri olarak biz, evet biz, ahlâkı güzellik değerleri arasında saymayacak mıyız? Bir kızın güzelliği/çirkinliği üzerinden konuşulurken bizler, mü’minler olarak ahlâka kaç puan vereceğiz? Siz örtülü bir bayan olarak kendinize ahlâk üzerinden kaç puan veriyorsunuz? Bakın ‘dindarlık/takva’ demiyorum. Çünkü ahlâk derken ben takvayı da anlıyorum. Takvası olmayanın ahlâkını kâğıt üzerinde ahlâk görüyorum çünkü. Biz mü’min insanlar olarak, bir kızın ahlâkına kaç puan vereceğiz, kaşlarının ince veya kalın olmasına kaç puan vereceğiz? Sevgili peygamberimiz aleyhisselam, güzelliği yok saymıyor ama ‘dindar olanı tercih edin!’ buyuruyor. Siz bir Müslüman hanım kız olarak, siz bir kere Peygamber aleyhisselamın bu öğüdünü nereye oturtuyorsunuz? En başta dedim ya, hastalık iki türlüdür. Bir de hayata bakışta hastalıklı olmak vardır. Peygamber aleyhisselama iman edip de hayatı, basına ve fesat çukuruna dönüşmüş çevreye göre değerlendirmek, güzeli/çirkini apartman komşularının ifsat programlarına göre belirlemek budur işte.
Size tavsiyem şudur:
Önce kendinize gelin.
Sizi yaratanın kim olduğunu bir kere daha bin kere daha düşünün. En güzel şekilde yaratan Allah’ın, sizin için takdir buyurduğu şekli neden O’nun başka yaratıklarına göre ölçüyorsunuz? Eğer başkaları ile ölçecek olursanız bence tavşanlar daha estetik duruyor desem ne dersiniz? Önce ayağa kalkın, silkinin, üzerinizdeki pulları atın. Sizi yaratanın yaratmasındaki hikmetlere bakın. ardından da dindarlığınıza mesela tesettürünüze bir puan verin. Lütfen bu puan pudranın ve kremlerin aldığı puandan aşağı olmasın ki imanımız tehlikeye girmesin. Güzel söze, nezakete, tefekküre, sabra, tahammüle, anne babaya saygıya, anne adaylığına, mükemmel bir eş adaylığına da puan verin. Sonucu da değerlendirin. Yüz güzelliğine, diş seyrekliğine yüz üzerinden yüz puan vermiş olsan bile diğerlerinin yukarıda saydığım değerlerinin toplamındaki ortalamayı bulduğunda farkı göreceksin. Sen kendini, anne babana hizmette yüksek puanlı yap, yüz güzelliğinden eksik kalan puanını oradan tamamla. O yüzü güzel olanın şımarık endamından ne eksik puanlar çıkacak ve belki de sen, mü’minler arasında en güzel kız unvanı ile tescil edileceksin, unutmayasın bunu. Bir de puanlamaları yaparken küçük bir not ileteyim sana: Kitap okuma, tefekkür etme, güzel yazı yazma, Kur’an’dan ezber bilme, hadis ezberi olma, Sünnet’e göre yaşama, ilmihal bilgisine sahip olmaya da lütfen puan verir misin? Yoksa bunlar, senin gözünde puan eder şeyler değil midir? Öyle ise eğer, sen önce gözlükçüye git kızım, hayata bakan gözlerini değiştir. Seni yaratanın baktığı gibi bak dünyaya, çevrene, etrafındaki ‘güzel kızlara.’ Bak ne kadar güzel bir kızmışın sen meğer. Ne güzel kızmışın da pudra ve kremler, pullar seni kenara itmiş meğer.
Hemen kalk lütfen ve silkin.
Üzerindeki pulları düşür.
Kasap mantığı ile bakma derine, etine.
Eş olarak bak, anne olarak bak.
Yoksa evde kalacaksın bilesin!
Selamünaleyküm.
Nureddin YILDIZ 

Comments are closed