nurettin-yildiz-mektupSORU:

Esselamu aleykum. Ben iki yıllık henüz çocuğu olmayan bir erkeğim. Evliliğimizde iki yıldan beri sürekli tartışma yaşanıyor. Ben biraz sabırsız bir insanım eşim de inat ediyor her konuda ve onu incitip kırıyorum çoğu zaman. Daha sonra vicdanım sızlıyor, gönlünü alıyorum ama aradan on dakika geçmeden eşim yeniden başlıyor laf dalaşına özellikle de hakaret edip erkeğin onurunu kıracak sözler söylemesi benim daha çabuk sinirlenmeme sebebiyet veriyor. Hocam ben imam hatip lisesi mezunu halen de ilahiyat ön lisans okuyan fakat İslamı yaşayamayan, içi alev alev yanan bir insanım. Bu satırları yazarken bile vücudum ateş topu haline geliyor.

Ne hazindir ki İslamı biliyorum ama beş vakit namazı bile adam akıllı kılamıyorum. Namaz kılan birisini görünce ya da ezan okunduğunda kalkıp abdest alamayınca dünya başıma yıkılıyor ama şeytan galip geliyor hocam ya da ben dirayetli bir Müslüman olamıyorum. Bunun evliliğinle ne alakası var derseniz evlenmeden önce tamamen düzenli olmasa da namazı mı kılar her gün olmasa da gün aşırı kuran okur rahatlardım. Kuran okur iken o kadar çok haz duyuyorum ki anlatamam. Ama 2 yıldır hiçbir şey yapamıyorum. Eşim her zaman yaptıklarımı beğenmeyen eleştiren benim erkeklik görevimi yapmadığımı söyleyen birisidir. Hocam namazını kılmayan bir insanım eşim de öyle ama. Bir koca olarak

Peygamber Efendimiz (sav) i örnek almaya çalışan bir gencim. Evime 2 yıldır hiçbir zaman yüzü asık vaziyette girmedim bekar iken de hep bunu uyguladım. Kapının önünde adam öldürsem de değişmeyecek bir şey benim için. Hiçbir zaman iş yerinde yorulsam da yoruldum demem aileme hep güler yüzlü olurum. Selam vermeden hal hatır sormadan yerime bile oturmam ama ben selam veririm hal hatır sorarım eşim nerede problem varsa sabahtan kalan ya da dünden kalan ceviz kabuğunu doldurmayacak meselelerle moralimi bozar. Ben yine de şaka yollu geçiştirmeye çalışırım. Kendisinden Allah razı olsun çoğu hizmetimi yerine getiriyor ama bir anı bir anına uymuyor ne yapacağımı şaşırıyorum hocam.

Evliliğimizin ilk yılında her gün evlendiğinde pişman olduğunu evden gitmek istediğini söyledi durdu, hatta gitmeye kalktı. Yalvardım, yakardım, zar zor durdurdum. Sadece bir kere gitti onda da tutmadım çünkü ben kal dedikçe o şımardı hocam. Nasıl olsa kocam göndermez diyerek hep kendi bildiğini okudu. Akşam gitti gece aradı beni götür diye. Hocam belki saçma olacak ama ben eşimle ayrı yatmayı bile sevmem. Köye kente kendi başına
göndermem karım yanımda olsun aklım kalmasın derim.

İki yıldır ailesinin evinde sadece 1 gün kaldı. Saat kaç olursa olsun gider getiririm. Eşimi çok kıskanırım Müslüman adam kıskanç olur deyyus olmaz öyle değil mi hocam.

Bütün bunları anlatıp başınız ağrıttım ama hocam inanın artık sabredemiyorum. Eskisi kadar alttan alamıyorum. Aslında bunların tek sebebi sizin verdiğiniz bir örnekte gizli boş duran bir insan yokuş aşağı freni patlamış bir kamyon gibidir. Belki de günümüz kadınlarının çoğunda bu problem var. Akşama kadar fazla bir işleri olmuyor şehir de yaşayanların çoğu ekmek yapmaz bağ bahçe işiyle uğraşmaz neredeyse her şeyi otomatik bir halde ama mutsuzlar. Neden hayırlı bir uğraş edinmiyorlar oysa ki bir çok nimet onların daha fazla annelik ve saliha kadınlık yapmalarına olanak sağlıyor. Ondan sonra akşama kadar sataşacak birisini arıyorlar. Eee tabi kadının en çok sataşabileceği de kocası buldukları yerde deşarj oluyorlar.

Boşanmayı düşünmedim desem yalan olur ama Allah’tan korktum hakimin karşısına geçip de biz geçinemiyoruz dersek hemen boşar ya Allah’ın huzurunda ne diyeceğim. Bana demeyecek mi neden boşandın diye. Ben de kem küm mü diyeceğim. O bana Hz Muhammed (sav) in eşlerinin de problem oluşturduğunu peygamber evinde de olsa ailelerin tartıştığını söylerse ne yaparım.

En önemlisi eşi ve çocuğu iman etmeyen peygamberleri söylerse ne derim. Allah (cc) nün sevmediği tek helaldir talak. Kararı çok zor verilen bir durumdur. Ne yapmam gerekir nasıl düzelirim ve düzeltirim bilemiyorum. İnsanların hayali olur ya hocam, benim hayalim de eşimin beni sabah namazına kaldırıp eşim ve çocuğum ile cemaatle namaz kılmaktır. Dünya malına tamah etmem hocam. Hepsinin sahibi tek olan Allah emanetçi olmak kolay iş değil Allah cc verdiği her nimetin hesabını soracak. Hocam eşimi Allah rıza için seviyorum eminim o da beni seviyor hem de çok seviyor. Bana karşı yaptığı birçok hatanın da sevdiğinden olduğunu söylüyor. Karma karışık bir yazı oldu hocam özür dilerim. Ama inanın ben eşimle cennette de beraber olmak istiyorum. Mezara kadar sevgi değil cennette de sevgi istiyorum hem orda kıskanma haset gibi kötü huylar da yok belki de eşimle ben düzeliriz öyle değil mi hocam…

Hocam duanızı bizden esirgemeyiniz. Allah (cc) bütün Müslüman aileleri cennet bahçesinden bir bahçe haline getirsin (amin).

CEVAP : 

Selamünaleyküm.

Osman kardeş. Yaşınız ve çocuk olmama nedeniniz hakkında yazmamışsınız. İkisinin de cevabımıza etkisi vardır. Yaşınız yirmi beşin altında ise bunları size yazmamış sayın beni; siz o durumda bir tür çocukluk yaşıyorsunuz demektir. Büyüyünce her şey düzelir, sabredin. Yaşınız yirmi beşin üstünde ise şu sözlerime kulak verin:

1- Çocuğunuzun olması, eşiniz için iyi bir eğitimdir. Eşiniz Allah’tan korkan biri ise yani iman ehli ise yaptıklarını zevk alarak yapmıyordur. Nefsine hâkim olamadığı için yapıyordur. Bu da çocukla beraber düzelme ihtimali çok yüksek bir sıkıntıdır.

2- Sizin onu, onun sizi sevdiği bir nikâh bağında bu sıkıntılar olmaması gerekir diyemeyiz ama bu kadar üzmemesi gerekir diyebilirim. Biraz da sizin idare eksikliğinizi dikkate almalısınız. Gerektiğinde suratı asık olmayı da zulme kaymamak şartıyla becermelisiniz.

3- Yatak odasını kullanma durumunuz sizin için çok önemlidir. Bu hususta şöyle bir program izleyebilirsiniz. Eşinizin ay başı olmadığı dönemlerde en az haftada iki kere, ortalama ise üç-dört kere, her biri bir saate yakın sürecek bir cinsel beraberlik düzeyine gelmelisiniz. Bir temizlik döneminde -ki ortalama yirmi gündür- eşinizle on beraberlik sağlayamamanız sizin yaşınızdakiler için sorun nedeni olabilir. Bir hususu tekrar vurgulayayım: Sizin için bir yatak beraberliği, ön hazırlıkları ve ısınmaları ile beraber kırk beş dakikadan az olmamalıdır. Bir saati idealdir. Eşiniz ve siz tam bir doyum sağlamalısınız. Eşinizin ay başı durumlarında ise onu kesinlikle gergin olabileceği zamanlar olarak rahat bırakmanız gerekir. Bir kulağınızı ve bir gözünüzü yok sayın. Her dediğine her yaptığına dikkat etmeyin. Yüzeysel özürler beyan edin, bazı dediklerine göre kendinizi değiştirin. Kul köle olmayın ama sıkıntılı bir insanın sıkıntısını da yok saymayın. Eğer eşinizin ay başı hâli beş günden fazla sürüyorsa mesela on güne yakın ise büyük ihtimalle siz her ayın 1/3′ünü gergin bir insanla yaşamak durumunda kalıyorsunuz. Ona göre dikkat edeceksiniz. Ay başı durumunda iken eşinizi helal olan bütün yönlerle değerlendirin. O da sizi değerlendirsin. Onu ay başı zamanlarında bir kenara atmış gibi olmayın.

4- Eşinizin zevklerini ve hobilerini tespit edin. Mesela güzel yazı yeteneği varsa onu değerlendirmesini sağlayın. El işi kurslarını denesin. Ahçılık kursunu denesin. Bu denemeler sizin için çok önemli olacaktır.

5- Sizin evin dışında farklı evleri ailece görmenizin de çok yararı olur. Sorunlu aileler, onu da sizi de etkiler. İyi durumdaki aileler de etki edebilir

6- Bu durumunuzu mümkün olduğu kadar yaymayın. Kaç kişi sizi bu şekilde biliyorsa her bilen sayısı kadar düzelme oranınız azalabilir. Kol kırılsın yen içinde kalsın.

7- Bu programı uygulamanıza rağmen bir yıl içinde düzelme emareleri görmezseniz, meseleyi aile meclisi diyebileceğiniz büyüklerinize açın. Onların önerilerine kulak verin.

8- Kendinizi de düzeltme yollarını zorlamanız gerekiyor. Anlattıklarınıza göre siz de böyle bir eşi hak ediyor gibisiniz. Çevrenizi yeniden kurmaya çalışın; salih arkadaş çevresi kurun. Gerekiyorsa semt değiştirin. TV’ye sınır ve kural koyun. En azından izlediğiniz kanalları değiştirin. Çok dua edin. Haftanın bir iki günü de olsa bir camide cemaatle namaz devam edin. Allah yardımcınız olsun. İyi haberlerinizi bekleriz.

Nureddin YILDIZ

Comments are closed