45
21. yüzyıl dünyasının en büyük problemlerinden birisi batı tarafından Müslümanlara karşı açılan “Hürriyet” savaşıdır. Buna “hürriyet sömürgesi” de denebilir. Batı, bu işe hürriyet kavramını değiştirmeye çalışarak başlamıştır. Hürriyet için; “kişinin istediğini yapması” kavramını getirmiştir. Oysa asıl hürriyet; kişinin yapmak istediğini yapma imkânı varken yapmamasıdır. Bundan kasıt yapılabilecek şeylerin yasaklanması değil kişinin kendisine hâkim olabilmesi, söz geçirebilmesi, irade sahibi olması demektir. Bundandır ki haramlar bu anlamdaki hür Müslüman’a ağır gelmemekte, haramları yasaklar olarak görmemekte ve bu kanunlara uymakta zorlanmamaktadır.

 
Şimdi bu konuyu küçük bir örnekle açalım ve karşımızda iki kişinin olduğunu varsayalım. Bunlardan birisi her gün kendisini televizyonun karşısında hapsetsin diğeri ise televizyon izleme imkânı olduğu hâlde bunu yapmasın. Sizce bu iki kişiden hangisi hürdür, hangisi esir? Her gün başka şeyler yapma imkânı varken bunu yapmayıp televizyon karşısına çakılan mı yoksa televizyon izleme imkânı varken bunu yapmayıp başka şeyler yapan mı?

 
Bir başka yönden bakacak olursak hürriyet, İslam’daki kulluk anlayışıdır. Batı hürriyet ile hüküm koyma yetkisini insana verirken İslam bu hakkı yalnızca Allah’a vermiştir. Şöyle ki İslam hukukunda bazı hükümler için kişide hürlük aranır. Buna rağmen Müslüman olan herkes günde en az yirmi defa “Yalnız Sana kulluk eder, Senden yardım dileriz.” diye ikrar etmektedir. Dinde çakışma olmayacağına göre denilebilir ki insan fıtratında boşluğa yer yoktur. Kulluk ile kölelik farklı şeylerdir. Allah’a kul olmayan kişi başka şeylere yönelip onlarla boşluğu doldurmak istemektedir. Bu boşluk doldurma ise kulluk dışında olduğu için kölelik kavramına girer. Yani batının hürriyet anlayışı İslam’ın kölelik anlayışına denktir. İslam dışı bütün sistemler köleliktir. Kul olmayan köle olur. Hürriyet ise; köleliğin değil, kulluğun adıdır.

 
Günümüzde Müslümanlar olarak hürriyet savaşında en çok yara aldığımız cepheler şunlardır:

 
Hürriyet: Bilhassa “kadınlara özgürlük” sloganı altında kadınlara uygulanan hürriyet köleliğidir. Bu kölelik sisteminde sözüm ona kadın her yere özgürce girebilecek her istediğini yapabilecektir. Hâlbuki burada elde edilmek istenen tek şey Allah’ın bir mücevher gibi korumak istediği kadın kulunu her yere çıkarmak, onun değerini düşürmeye çalışmaktır. Akıllı, hür olan Müslüman kadın bu konuda uyanık olmalı ve batının bu oyununa gelmeyerek kendisini korumalıdır.

 
Ekonomi: Yine daha çok kadınlar üzerinde oynanan oyunlardan birisi “ekonomiK özgürlük” adı altında uygulanan köleliktir. Kadınlar sözde özgürce çalışabilecek, kendi gelirini kendisi elde edecek, tek başına ayakları üzerinde durabilecektir. Hâlbuki kadın, bu sistemde ucuz işçi, reklam malzemesi, üzerinden para kazanılan metaa olarak görülmektedir. Hem kadın üzerinden pazarlama yapılmakta hem de kadın pazarlanmaktadır.

 
Kılık-Kıyafet: Korunmak için koyduğu tesettür sınırları dışında giyim konusunda serbest bırakan İslam’ı tenkit etme cüretine kapılan batı, “Moda” sektörü ile insanları tek tip yapmaya çalışmakta ve bunu “kılık-kıyafet özgürlüğü” adı altında insanlara sunmaktadır.
İnanç Özgürlüğü: İslam dışı inançlar sadece görülene yani maddeye inanmışlardır. Ve bunun doğruluğu konusunda birçok propaganda da bulunmuşlardır. İslam ise gayba imanın adıdır; görünene değil görünmeyene inanmaktır; var olana değil yoktan var edene adanmaktır.

 
Fikir Hürriyeti: Kur’an’daki birçok ayette Allah Teâlâ “Akletmez misiniz?”, “Hiç düşünmez misiniz?” buyurmaktadır. İslam Dini insanı düşünmeye sevk etmiş fakat bu düşünmeyi Rabbin’e karşı değil Rabbin’in yanında, O’nun gönderdiği vahiy ile yani vahiy süzgecinden geçirerek yapmasını emretmiştir. Vahiy terk edilerek, akılla düşünülen şeyler fikir özgürlüğü değil aklın akılsızlığıdır.

 
İnternet Özgürlüğü: Çağımızda gelişen teknoloji ile birlikte birçok imkân elde edilmiştir. Özellikle internet gibi bir imtihandan söz edilebilir. Bu konuya olan bakış iki ucu keskin bıçağa bakış gibi olmalıdır. Müslüman’ın sözlüğünde “sınırsız internet” diye bir şey olamaz. Sınırsız internet kişiyi harama teşvik eder. Müslüman sırf dünya için yaşamadığı, ahiret derdi olduğu için internet hususunda da temkinli davranmalıdır.

 
Ve bunlar gibi birçok konu özgürlük başlığı altında insanlara bilhassa Müslümanlara empoze edilmektedir. Batı’nın üstü kapalı, süslenmiş bir şekilde empoze ettiği hürriyet anlayışı kişiyi başkaldırıya, hiçbir sistemi kabul etmemeye itmektedir. Bunun sonucu olarak da insan, kendisinde her şeye yetebilecek kadar güç olduğunu zanneder. Böylece her otoriteye karşı çıkmaya ve bunun devamında ise Allah’a karşı gelmeye, Rabbi ile mücadele etmeye cüret eder. Hâlbuki insanoğlu sınırlı bir varlıktır. Allah Teâlâ bunu ilk, Âdem aleyhisselama cennette ağacı yasaklayarak bildirmiştir. İnsana sınırlı olduğunu, haddini bilmesi gerektiğini göstermiştir. Nitekim insan; belirli şeyleri gören, belirli şeyleri duyan, belirli şekilde davranabilendir. Hudutlar içerisinde yaşayan sınırlı varlık için ise hürriyet; dünyayla sınırlı kalmayıp ahiret eksenli yaşamaktır.

 

Habibe Remle Doğan/ ElifElif “Bayram, Eğlence ve Tatil Ahlakımız” Yaz Sayısı (2015-1436)

Elifelif İrt: (0212) 417 7775 – (0212) 418 32 54 

Categories:

Comments are closed