SORU:  Hocam Selamünaleyküm. Yaptığınız hizmetlerden dolayı Allah sizden razı olsun. Benim size sorum evlilikle ilgili ama biraz çetrefilli bir durum. Kimseye soramayıp içimde tuttuğum bir durum var…

 

Hocam, ben üniversite ikinci sınıfta bir bayanla tanıştım. Niyetim onunla evlenmekti, ben de herkes gibi ‘şimdiden tanıyayım okul bitince evlenirim’ hatasına düştüm. Onunla konuşmaya ve gezmeye başladım. Kendisi de iyi niyetli ve saf, kötülük düşünmeyen birisi.

 

Kendisi öğrenci evinde kalıyordu, ben de birkaç defa arkadaşlarıyla tanışmak için girmiştim nasıl insanlarla kalıyor bileyim diye. Tabi bu yaptıklarımın hepsi yanlış, sonradan farkına vardım bunun. Günlerden bir gün yine evine bırakmıştım ancak öyle bir an geldi ki şöyle söyleyeyim hocam, hani bir bayan ve bir erkek yalnız kaldı mı üçüncü kişi şeytandır ya bizimkisi de öyle bir durumdu. Kendisini dudağından öpmüş bulundum. Bu satırları yazarken hiç de kolay yazmıyorum hocam, içimde bin bir pişmanlıkla yazıyorum. Sonra bu yapmış olduğum yanlışın farkına vardım ve çok pişman oldum.

 

O zamanlar namaz kılıyordum ama öyle dikkat etmiyordum; hangi vakit denk gelirse onu kılıyordum. Bir gün ikindi namazından sonra yaptığım şey aklıma geldi ve secdeye kapanıp hıçkıra hıçkıra ağladım ve tövbe ettim samimi bir şekilde. O da pişman olmuştu. O sırada hala onunla konuşuyordum.

 

Aradan iki üç ay geçti ve tekrar yine aynı olay başımıza geldi ve aynı pişmanlık ama bu defa gözyaşı dökerek tövbe edemedim hocam. Dedim, ‘hangi yüzle Allah’ın huzuruna çıkayım önceden etmiştim zaten o da samimiyetleydi de ne oldu?!’

 

Bu defa kararlılıkla tövbe ettim ve evlenene kadar ne bir kızla konuşacaktım ne de gezecektim. Ve bu vesile ile o bayandan ayrıldım ama amacım asla ve asla gezip tozup gönül eğlendirmek değildi ve karşımdaki insan da bildiğimiz basit kızlardan değildi. İkimiz de şeytanın oyununa gelmiştik. Tabi bunu şimdi çok daha iyi anlıyorum.

 

Hocam üniversite bittikten sonra sizinle tanıştım ve evlilikle ilgili olsun, dini meselelerle ilgili olsun sizin görüşleriniz bana bambaşka bir bakış açısı kazandırdı, Allah razı olsun. Ben bu bayana doğru dürüst bir sebep söylemeden ayrıldım ve yaklaşık 3 sene görüşmedim. Bu süreçte arada bir bana mesaj atıp durdu, haklı olarak neden benden ayrıldın, bir sebep söyle bana diye. Ben de cevap yazmadım 3 yıl boyunca. Çünkü ona umut vermekten korktum.

 

Sonra yine mesaj attı ve ben de artık evliliğin benim için farz olduğu kararına vardım ve bu bayanla evlenmek üzere tekrar konuşmaya başladım. Bu defa çok farklı olarak tabi, yani dinimizin çizdiği sınırların farkında olarak o da bunun farkında. Artık helal dairesi içerisinde hareket etmek istiyoruz ikimizde. Bu yazdıklarımı övünmek için yazmıyorum hocam. Sadece yol gösterecek birine çok ama çok ihtiyacım var.

 

Şimdi, kafamı kurcalayan soru şu hocam, zamanında harama bulaşmış kişilerin yaptığı evlilikten bir hayır, bir bereket beklenir mi? İkimizde çok pişmanız ve Allah çizmiş olduğu sınırlarla gerçekten kullarının mutluluğunu istemektedir, bunun da farkındayız ve hatamızdan tövbe ettik. Allah’a yöneldik ve sünnete uygun yaşamaya niyetlendik.

 

Bazen düşünüyorum da çok utanıyorum, Peygamberimizin sallallahu aleyhi ve sellemin ‘kardeşlerim’ dediği ümmetinin içerisinde ben de var mıyımdır diye ve içim çok sıkılıyor. Hocam, Allah sonumuzu hayır eylesin…

 

Benim için evlilik artık farz olmuş durumdadır hocam ama işte aklımdaki soru bu evlilikten bir hayır beklenir mi yoksa ayrılalım ve herkes kendi yoluna mı gitsin? Yoksa bu aklımdaki şeyler şeytanın vesvese vermesi mi hocam?

 

Bu soru çemberinden bir türlü çıkamıyorum ama bu bayan gerçekten iyi bir insan. Evlenilip yuva kurulabilecek birisi olduğunu düşünüyorum. Bu durumda nasıl davranmam gerekir hocam? Başıma bunlar geldi diye benim evlenmeye hiçbir hakkım yok mu? Hakkınızı helal ediniz ve dualarınızı eksik etmeyiniz hocam. Biraz uzun yazdım, vaktinizi aldım. Sizin görüşlerinize göre hareket edeceğim hocam. Allah razı olsun. Allah’a emanet olun.
CEVAP:  Selamünaleyküm. Hemen evlenin, hemen! Geçmişe istiğfar edin. O dosyaları karıştırmayın. Evlenin, salih bir yuva kurun. O geçmiş karanlık işleri de takvanızın hızı haline getirin. Gecikmeyin, yeni bir tuzağa yakalanmayın. Bu seferki tuzağı şeytanın, sizi batırdığı tuzak olabilir, çok dikkat edin, acele edin.

Comments are closed