nurettin-yildiz-mektupSORU:

Selamünaleyküm Rabbimizin ve Efendimizin(sav) tüm güzelliklerini anlatan güzel hocam. Allah sizden razı olsun. Her bir nefesinize ecir yazsın inşallah. Sizin sohbetlerinizle tanışalı yaklaşık bir sene oldu. İlk dinlediğim sohbetiniz kız evlatlarıyla ilgiliydi ve orada ‘Kızlarınızı erkeklerin içinde çalışan muhasebeci yapıyorsunuz.’ dediğinizde kendimi çok kötü hissetmiştim. Her sohbetinizi heyecanla dinliyorum, duygulanıyorum, hatalarımı bulup yapmamaya gayret gösteriyorum.

Sohbetinizi dinlediğimde aileme, arkadaşlarıma anlatıyorum; yaptığımız hataları söylüyorum. Namazlarıma daha bir titizlik gösteriyorum ve sizin sayenizde kapanmak bana da nasip oldu elhamdülillah. Kızıma olan bakış açım değişti, onun bana Allah’ın emaneti ve nimeti olduğunu idrak etmiş olmak beni çok sevindiriyor, çok fazla da endişeye sokuyor. Onu imanla yetiştirmek,ona doğru olanı gösterebilmek, Allah yolunda bir başın daha secde etmesini sağlamak için çabalıyor ve çok dua ediyorum. İnşallah Rabbim bizleri ve yavrularımızı ihlâslı kullarından eyler.

Hocam! Affınıza sığınarak birkaç sorum olacak. Sohbetinizden öğrendiğim bilgileri aileme anlatırken benimle alay ediyorlar. O kadar teferruata girme, diyorlar. Çalgılı düğünlerde bulunmanın haram olduğunu söyleyince bir çatışmaya tutuşuyoruz. Öyle ki yanlış bir şeysöyleyecekler ve büyük günaha girecekler diye korkup susuyorum.
Kayınvalidem namaza yeni başladı. Oğluna neden kılması gerektiğini söylemiyorsun dediğimde ‘Ben daha yeni başladım, o da başlar.’ deyip gülüyorlar. Bu beni aşırı derecede üzüyor. Çocuğuma nasıl tam eğitim vereceğim konusunda endişeye kapılıyorum.

Helal gıdayla ilgili tutumumda da ‘Hocam bu caiz mi, yiyelim mi, sana kim el verdi de bu kadar değiştin?’ diye alay konusu oluyorum. Bu durumda nasıl davranmalıyım? Bir de sürekli içimden Kelime-i tevhid getiriyorum ve farkında olmadan içimden söylediğimi anlayınca kalbim yerinden çıkacakmış gibi bir büyüme ve göğüs kafesimi zorlama hissi duyuyorum. Aşırı heyecanlanıyorum daha sonra yerini korku alıyor.
Sabah namazlarında saati duymadığımda biri beni dürterek uyandırıyor ya da kapıyı çalıyor o anda korkmuyorum ama sonra düşününce korku basıyor. Rüyamda Yunus Emre’nin bana Amenerrasülü’yü okumamı söylediğini gördüm. Korkuyorum Hocam! Karanlıktan korkar oldum, sürekli ağlama hissi geliyor. Çok düşündüğümden mi oluyor, bana ne oluyor bilmiyorum. Bu korkuya nasıl engel olabilirim? Allah’ıma emanet olunuz Hocam. Rabbim yar ve yardımcınız olsun inşallah. Yollarınızı Kâbe yolu etsin. Sizi muhterem ailenizi ve neslinizi Rahmetiyle şereflendirsin.

CEVAP:

Selamünaleyküm.

Allah sizden razı olsun, umduklarınıza kavuştursun, korktuklarınızdan korusun. Yazınız beni umutlandırdı, Rabbimin huzuruna çıkarken elimde götürebileceğim amellerimden biri olarak yazınızı bulundurmak isterim. İman ne büyük bir nimettir, ne büyük! Şu güzelliğine bak: Kışla bahar kadar farklı iki zamanı aynı insanda bir araya getirmektedir.

Sizi tebrik ederim. Güzel bir dönüş yapmışsınız. Allah ayağınızı sabit kılsın. Size gülünmesi de iyi bir işaret. Size gülündükçe, yer yer itildikçe siz, bu durum; sizi son kez sallamak isteyen şeytanın artık sizden umut kesmek üzere olduğunu göstermektedir. Bunu böyle anlayın.

Horlanmak, itilmek, eğlenilmek, yok sayılmak bütün peygamberlerin kaderidir. Bütün peygamberlere aynı anda iman eden samimi bir mü’min, esasen onların kaderini de yüreğine sindirmiş demektir. Horlanmak, sürülmek, işkence görmek onların kaderi ise bizim de başımızın tacıdır. Aman dikkat edin, yarışı kaybetmeyin, geri durmayın. Meşakkatler diyarındayız. Buradaki nöbetimiz bitip de esenlikler diyarına, Rabbimizin cennetine vardığımızda bütün bunlar tatlı bir hikayeye dönüşecek. Orada inşaallah bunları tatlı hatıralar olarak anlatıp güleceğiz.

Çok dua edin, size gülenler de ‘bir el bulsunlar’ da gülünecek hâle gelsinler! Asla beddua etmeyin onlara, sakın kahretmeyin. Kendi durumunuzu düşünün; iki yıl önce siz de belki birilerine gülüyordunuz ama şimdi peygamberler gibi, Allah’a koşan bütün salihler gibi gülünüyorsunuz. Kim güler kim ağlar bilinmez bu âlemde.

Çok dua edin yakınlarınıza. Onlar da sizin gibi olsunlar, sizi geçsinler. Yarışalım Rabbimize giden yollarda. Size hararetle tavsiyem şudur: Eşinizle, en iyi kadın kadar iyi olmaya çalışın. Ona karşı bir kulağınız, bir gözünüz kapalı olsun. Ondan hiçbir şey beklemeyin, onun faturalarınıRabbinizden bekleyin. Siz yapın Allah size ödesin. Bilesiniz ki O ödedi mi pek yüksek bedel öder. Cennet verir hatta rızasını verir. O, bir kere rızasını verirse artık her şey senindir, sen de her şeysin demektir. Ne bir kuş ne de bir melek seni geçemez kanatlandığında. Bu hususa dikkat etmenizi tavsiye ederim.

Eşiniz hem sizin cennetinizdir hem de onunla huzurunuz bozulursa kalbiniz çok sıkışır, rahatınız kaçar. Eşinizin dışında hiçbir gelişmeyi kendinize sorun olarak görmeyin. Yapacağınız şudur: Kendinizi koruyun. En büyük gayretiniz kendinizi korumak olsun. Bu koruma da bir yandan sürekli gelişerek olmalı, bir yandan da dışınızdan gelecek saldırılara karşı hazırlıklı bulunarak olmalıdır.

Yavaş yavaş dost ve arkadaş çevrenizi yenileyin. Yeni saliha kadın dostlarınız olsun. Kur’an okunan, ilmihal, tefsir, hadis okunan bir sohbet halkası bulmaya çalışın. Sizinle tartışanlara asla kızmayın. Tartışmalara da girmeyin. ‘Siz bilmiyorsunuz, siz hatalısınız.’ türünden sözler kullanmayın. Onları da zamana bırakın. Mükemmel bir örnek olmaya çalışın. Size ‘bu kız uçmuş’ gibi sözler kullanacaklardır. Onların sözleri aslında sizi imrendiklerindendir ama şeytan onlara gerçeği söylettirmek istemez. Her birinin bir zaman sonra sizden daha iyi mü’minler olacağını düşünün, buna dua edin. Böylece kapıları kapatmamış olursunuz.

Gıda ve benzeri konularda onlar için ‘aşırı’ sayılabilecek ifadeleri doğrudan kullanmayın. Onlar da ortada, bir sürüklenme olduğunu biliyorlar ama görüyorsunuz ki nefisler dönüş yoluna girmek istemiyor. Zamana bırakın, virajı geniş alın her zaman. Asla tartışmayın, itham etmeyin. Güneş gibi olun, yavaş yavaş doğun. Önce ışığınız çıksın, mesafe mesafe yayılsın. Tam tepeye gelince salarsınız enerjinizi.

Çocuğunuza dua edin. Çok dua edin. Siz onun dua makinesi olmalısınız. Görüyorsunuz, çocuklarımız cehennem gibi bir ortamda büyümek zorunda kalıyorlar. Ona karşı Nuh aleyhisselam kadar sabırlı olmaya hazır olun. Asırlarca sürecek bir sabrınız olsun. O sizin emeliniz, umudunuzdur. Ona yapabileceğiniz en büyük iyilik onu şerden uzak tutmaktır. Bir de onunla alakalı muhakkak istişareler edin.

Kendi başınıza kalmamaya çalışın. Karanlık ve korku ile alakalı yazdıklarınız geçicidir. Uzun sürmez merak etmeyin. Dedim ya size, şeytan son saldırılarını yapıyor. Sizi her cepheden yıkmaya çalışıyor. Eviniz tamamen karanlık olmasın. Bir süre tek başınıza kalmayın. Uykunuzu geciktirmeyin. Kur’an okumayı bilmiyorsanız hemen öğrenin. Biliyorsanız, günde bir sayfa Kur’an okumaya başlayın. Kısa sürede dertleriniz gidecektir ama yenileri muhakkak gelecek bunu da bilin.

Siz bir kere Allah’a giden yola girdiniz. Peygamberler, salihler, şehitler yoluna girdiniz. Bu yol böyledir. Bu yol böyledir. Aynen böyledir. Sabredin. Dua edin. Umutvar olun. İbadetlerinizi ihmal etmeyin. Dirençli olun. Cennete girmeyi bekleyen dünyadaki bir cennetlik olun. Lütfen bu kardeşinize de dua edin.

Categories:

Comments are closed