48
Sağlık, bedensel ve ruhsal olarak “iyi olma” hâlidir, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre. Son yıllarda buna “sosyal boyut” da eklenmiş; toplumsal ilişkilerde yeterli, iyi, dengeli olmak da “sağlıklı” olmak için gerekli hâle gelmiştir.

 

Kadın hayatını doğumundan itibaren çocukluk, ergenlik, üretken evre (doğurganlık), menopoz (öncesi, süreç ve sonrası ayrı başlıklar altında incelenebilecek kadar kendine has özelliklerle doludur) ve yaşlılık dönemlerine ayırıp incelersek, bunlara bedensel değişimlere paralel yaşanan ruhsal gelgitleri de eklersek erkeklerden ne kadar farklı bir yapı olduğunu açıkça görebiliriz.

 

Kadın “ruh”u başlangıçta anne ve baba sevgisiyle, sonra Rabb’ine ve Peygamber’ine olan imanı ve teslimiyetiyle; eşi, çocukları ve çevresindekilere olan muhabbetiyle olgunlaşıp doyuma ulaşırken, bedenini -kendini bile çoğu defa şaşırtan- hızlı değişim sürecinde nasıl ayakta, iş görür, verimli, sağlıklı ve beğenilir tutacak, bunu anlamaya çalışalım.

 
Çocukluk Evresi

 
Çocuklukta kızların kemik yapısının sağlam oluşması için kalsiyum, flor, fosfor gibi elementlerden zengin beslenmelerine dikkat etmek gerekir yani çocuklarımız süt, yoğurt, yumurta, balık, yeşillikler ve ceviz, badem, fındık gibi yemişlerden yeterince almalılar. Eğer çocukluk ve genç kızlık döneminde sağlam bir kemik yapısı oluşmasını sağlayacak şekilde beslenir ve spor yaparlarsa (yürüyüş, koşma, yüzme, ip atlama, sek sek gibi “kız” oyunları…) bu yaşlarda ulaşılan “doruk kemik seviyesi”; emzirme, menopoz öncesi ve sonrası gibi kayıpların arttığı dönemlerde kritik seviyelere düşmeyecek, herhangi bir müdahale veya tedaviye gerek kalmayacaktır.

 
Ergenlik Evresi

 
Genç kızlık ve ergenlik dönemlerinde, hormonların da etkisiyle, boy birden uzar, ikincil cinsiyet karakterleri belirginleşir, göğüsler biraz ağırlıklarıyla biraz da “hayâ” duygusunun etkisiyle sırtta kamburluğun çıkmasına uzun süre devam ederse kötü duruşa ve kalıcı bazı problemlere sebep olabilir. Yine bu dönemde tek tarafa asılan ağır çantalar, bilgisayar başında uzun süre kalmalar, cep telefonuyla yatarak oturarak uzun süre meşguliyetler omurganın eğilmesine, “skolyoz” dediğimiz omurgayı tutan hastalığa ya da zaten var olan bu durumun kötüleşmesine sebep olabilir. Yeterince güneş ışığı almamak da D vitamini eksikliği üzerinden kemiklerde yumuşamaya, eğriliklere, kas güçsüzlüğü ve hâlsizliğe yol açabilir.

 

Adet gören kızların, bazen sebepsiz bazen psikolojik bir takım rahatsızlıklarla ya da bazen imkânsızlıktan yetersiz ve dengesiz beslenmeleri “anemi” diye bilinen demir eksikliğine bağlı kansızlığa yol açar ki çoğu defa hâlsizlik, iştahsızlık, yaygın kemik ağrıları, saç dökülmesi vb. şikâyetlerle doktora başvurma sebebidir.

 

İşte anne ve babalar; genç kız yetiştirmenin bu “tatlı” zorluklarını aşmak biraz özen gerektirse de imkânsız değildir. Dengeli beslenme, fiziksel aktivite, iyi arkadaş çevresiyle yapılacak grup egzersizleri ya da açık havada, bol oksijenli ortamlarda yapılacak kamplar, yürüyüşler vs… Erkekler için sıklıkla düzenlenen bu programların aslında kız çocukları ve kadınlarımız için elzem olduğunu lütfen unutmayalım!

Nalan Soydaş / ElifElif “Müslüman Kadının Şahsiyeti” Kış Sayısı (2015-1436)

Elifelif İrt: (0212) 616 49 17 – 0542 482 56 76

Categories:

Tags:

Comments are closed