27
Günümüz modern dünyasında kadın büyük bir kandırmacanın içerisindedir. Tarihi seyre kısaca bir dönecek olursak 17. yüzyılda temelleri atılan Feminizm yani kadınların birey olma çabaları Marie Le Jars de Gourney gibi felsefeciler tarafından yapılan tartışmalar ile başlamış, 18. yüzyılın sonları 19. yüzyılın başlarında ise temel hak ve özgürlüklerin kadın için de geçerli olduğu iddiasıyla Fransa’da ses bulmuştur. Hızla yayılan bu akım 19. yüzyılın sonlarına doğru birçok Avrupa Ülkesini ve Amerika Birleşik Devletlerini etkilemiştir. Kadınlar artık üniversitelerde okuyabiliyor, çalışabiliyor, sandığa gidebiliyor vaziyettedir.

 
19. yüzyılda sistemleşen feminist söylem, oryantalistler vasıtasıyla batı-harici toplumları özellikle de İslam Kültür Coğrafyası’nı kuvvetle etkisi altına almıştır. Kendi ülkelerinde feminizm hareketine karşı uzak dururken, İslam’ın fikri ve her türlü boyutta yara alması adına kadın, kadının tesettürü, harem gibi konuları pervasızca işleyerek İslam ülkelerinde kadının geri kaldığını savunmuşlardır. İlerleyen zamanlarda Osmanlı içerisinde de Tahrîru’l-mer’e (kadını özgürleştirme ) hareketi ortaya çıkmış Feminizm ve Modernizm öncüleri el ele vererek kendince bir kadın motifi üretmişlerdir. Kendi anlayışlarına ters düşen tüm kadın tanımlarını reddederek kadını erkek egemenliğinden, evdeki köleliğinden(!) vs. kurtaracağı gibi süfli ve suni gerekçelerle kadını kendi ölümcül ağına düşürmüştür. Oysaki batının tek yaptığı ünlü tarihçi Will Durant’ın dediği gibi: “Kadını kendi evinde ölesiye ve bir köle gibi çalışmaktan kurtarıp başkalarının mağara ve fabrikalarında ölesiye ve bir köle gibi çalışmaya mahkûm etmek.” olmuştur. Kadın özgürleşmek bir yana dursun daha da aciz bir konuma sürüklenmiştir. Artık Müslüman kadın Feminizm etkisiyle düşünüp davrandığı, hayat ideallerini Feminizm etkisiyle belirlediği bir zaman diliminde annelikten ve ev kadınlığından çok uzaktadır.

 

Nureddin Yıldız Hocamız “Mücahide Kadın” adlı eserinde bütün bu anlayışın zıttı olarak Müslüman bir kadının Kur’an ve Sünnet eksenli bir sistemde toplum hayatının nasıl da vazgeçilmez bir unsuru olduğunu hatırlatıp Allah rızasına giden yolda iman, ihlâs, güzel ahlak, takva, cihat ruhuna sahip bir mücahide kadın profilini çiziyor. Elimizdeki kitap, bütün bu meşakkatli fakat bir o kadar da ulvî olan bu yola bizleri irşad ediyor. Her ne kadar kitap “ Mücahide Kadın” başlığı taşıyor olsa da İslam Toplumu’nun temelini oluşturan kadın mefhumu üzerinden bütün mü’minlere hitap ediyor. Kitabı okuyan herkes muhakkak kendi payına düşen bir meseleye Kur’an ve Sünnet çerçeveli yaklaşılmış olduğunu görüp her hususun sade ve akıcı bir üslup ile izah edildiğini fark edecektir.

 
Bu meyanda Nureddin Yıldız Hocamız, günümüz meselelerine Kur’an’dan, sahabe yaşamlarından ve fıkıhtan örnekler ile çözümler sunuyor. Kitabın başında Ümmet’in yarısını oluşturan kadın neslinin de Allah’ın adını yüceltmede erkekler kadar sorumluluk taşıdığını, dinin yükünü erkekler kadar kadınların da çekmesi gerektiğini ifade ediyor. Hanımlar olarak dava aşkının sadece erkeklere has olduğunu düşünmenin şeytanın kirli bir tuzağı olduğunu, bu tuzaktan korunabilmek için kadının öncelikli vazifesinin ve de toplum içerisindeki konumunun doğru tespit edilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu bağlamda kadının kendi değerini diploma, para ve şöhret uğruna heder etmeyip Allah’ın kulları için kurduğu düzende kendine düşen eşlik, annelik, evlatlık vb. vasıfları ile bu değerin muhafaza etmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Melek Ayyıldız / ElifElif “Müslüman Kadının Şahsiyeti” Kış Sayısı (2015-1436)

Elifelif İrt: (0212) 616 49 17 – 0542 482 56 76

Categories:

Comments are closed