50
İnsanoğlu mükerremdir ama mükemmel değildir. Birçok güzel hasletlerle donatılmıştır. Allahu Teâlâ daha ilk yarattığı anda insanoğlunu bu güzel hasletleri ile ön plana çıkarmış ve tesbih ve takdiste kusursuz meleklere, insana secde etmelerini emretmiştir.

 

Allahu Teâlâ insanoğlunu, halifeliğini ön plana çıkartarak onu yüceltirken, şeytan onun topraktan yaratıldığını öne sürerek tahkir etmiştir. Şeytanın bu tutumu Allah’a isyana kadar gitmiştir. Öyleyse güzel hasletlerin irdelenmesi Rahmanîdir, noksanlıkların açığa çıkartılması ise şeytanîdir, demek yanlış olmaz.

 
Bir şeyin menfi ve kötü yanlarını gün yüzüne çıkartıp müspet ve iyi yanlarını görmezden gelme, kötülüğü içselleştirmenin göstergesidir. Şer gözlüğünü, göze çakmanın bir göstergesidir. Şer gözlüğü ise milyonlarca hayrın arasına sıkışıp kalmış bir tane şerri, tüm detayları ile gösteren gözlüktür. Tüm güzellikleri gizleyen ama hayâsızlıkları, kusurları ve noksanları ortaya çıkaran bir gözlüktür şer gözlüğü. Selim fıtratı ters-yüz eden, bütün değerleri alt-üst eden bir mekanizmadır şer gözlüğü. Hasenatı lime lime öğüten bir değirmendir şer gözlüğü. Hasenatı un gibi öğüten ve rüzgârın insafına bırakan bir değirmen…

 
Bu gözlük, yemyeşil ağaçlar, çiçekler, meyveler ve derelerin olduğu bir bahçede, toprağın altındaki haşereleri gösteren bir gözlüktür. Bu gözlük binlerce çeşit muhteşem bitkilerin ve balıkların olduğu okyanusta, bir balığın süzgeçlerindeki lekeyi gösterir. Milyonlarca canlıya barınak olan uçsuz bucaksız ormanda, çürümüş bir yaprağı gösterir. Binlerce hayvandan oluşan bir sürüde, ayağı aksayan bir hayvanı gösterir.

 
Şer gözlüğünü göze çakmak, zincirin en zayıf halkasına kilidi takmaktır. Ağacın en ince dalına ayağını basmaktır. Dağın en sarp kısmına bakıp zirveye tırmanmaktan vazgeçmektir. Meyvenin çürük kısmını yiyip sağlam kısmını atmaktır. Suyu tuzlu diye bütün denize lanet etmek ve nimetlerinden kendini mahrum etmektir. Yaprağındaki küçük bir kurtçuk için devasa bir ağacı kökünden kesmektir.

 
Nimete rahmet nazarıyla bakamamaktır bu. Rahmeti zahmete çevirmektir bu. Çatısını onarmayan kimsenin, yağmur bulutlarına savaş açması gibi bir şeydir bu. Okuma-yazma bilmeyen bir kimsenin kâğıda ve mürekkebe düşmanlığıdır bu. Gözü görmeyen birinin güneşe düşmanlığıdır bu. Yüzme bilmeyen birinin suya düşmanlığıdır bu.

Ali Güven / ElifElif “Müslüman Kadının Şahsiyeti” Kış Sayısı (2015-1436)

Elifelif İrt: (0212) 616 49 17 – 0542 482 56 76

Categories:

Comments are closed