Şunu demeye çalışıyorum: annelerimiz gibi ev hanımı, ilkokul – lise mezunu biriyle evlilik, babalarımızı mutlu ettiyse de bizi mutlu etmeyecek gibi. Yanlış mı düşünüyorum sizce?
Kısa bir zaman önce hayatımı değiştirdim; namaza başladım, kapandım; çarşaf giyiyorum, elhamdülillah. Bunu yaptığımda etrafımdan çok tepki aldım ve bunlar iyi tepkiler değildi.
Nikahımız kıyılırken, bana mehir olarak düğünde takılan altınların tamamının benim mehrim olduğunu söyledi hocamız.
Ben, dinini bilen ve ahlaklı olan bir eş adayını bekledim ama olmadı, gelenleri her reddedişimde ailem tepki gösteriyor. Şu anda görücü usulü ile gelen eş adayım...
Bu kişi, namazlarını kılan efendi biri olmakla beraber cemaatte bulunan biriymiş, evlilikteki gayelerime uygun kıblegâh evimi şekillendirecek yapıda bir bey ama öğrendim ki ortaokul mezunuymuş.
Bir de hocam, dindar olmasına rağmen beğenmediğimiz biriyle evlenmemek doğru mu?
Bazı kişiler, evleneceğimiz kişiyi hiçbir şekilde seçemediğimizi, Allah’ın bu konuya bütünüyle müdahale ettiğini ve irademizin bu konuda hiçbir öneminin olmadığını söylüyor.
Allah’ın izniyle yakında nişanım olacak. Ama benim kafamda, beni sürekli düşünmekten strese sokan bir sorun var; onunla tanışma şeklimiz.
Kaleyi içeriden güvenli hâle getirmek aile fertlerinin görevidir. Aile fertlerinde öncelikli olarak aranan ve kaçınılmaz eğitimi olan, annedir.
Uzun zamandan beri, belki de kendimizi bildiğimizden beri boyumuzu aşan, göz sınırlarımızdan taşan, ağırlığı zaten çoktan bizi geçmiş olan kütüphanelerle iç içeyiz. Belki de şimdiye kadar önümüzden defter