Kendine dert edinecek bir şeyler buldun değil mi yine? Kafanı kemiren düşüncelerden kurtulamıyorsun bir türlü. Yine binlerce endişeyi barındırıyorsun bedeninde.
Elli sene önce adına "fahşâ, münker, bağy" dediğimiz mefhumlara bugün "kültür, sanat, fikir" deniyor. Zina, fuhuş, teşhircilik, ahlaksızlık ve sapıklık bugün sanat ve kültür adı altında normalleştiriliyor ve bu süreç tamamlanmak üzere.
İlk sözcük “selam”… Ardından Asr Suresi… “Hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna…” Sanki “Birbirimize hâlhatır sormayıp sabrı tavsiye edelim önce.” der gibi…
İnsanlar güvenen bir varlık olarak doğmasına rağmen güven duymamayı toplumsal süreçte öğrenmektedirler. Yaşadıklarımız insanların birbirine hâl diliyle
Allah ve Resûlü’nün karşısında bulunan kimselerle olan sosyal ilişkimiz selamlaşmamızdan komşuluk ilişkimize, ikramlarını kabul etmeden aile düzenine kadar en ince ayrıntısıyla belirlenmiştir.
Muhabbetlerimiz, dünya ve ahiret saadetini kazanmak için moral mi oluyor bizlere yoksa yaptığımız salih amelleri eritecek kıvamdaki günahlar mı depolatıyor bizler farkında bile olmadan?
“İnsanlığımız Müslümanlığımızdandır.”   İnsanız, Müslümanız. İnsanlığımızla orantılıdır Müslümanlığımız. İnsanlıkta düşük olan, Müslümanlıkta mükemmel olamaz. Meleklere değil […]
İletişimde ortaya çıkan sorunların başka bir nedeni de şudur: Kadınların beyninin iki tarafında da konuşma merkezi vardır. Erkeklerin ise sadece sol beyinde konuşma merkezi vardır. Bu sebeple kadınların konuşma ihtiyacı daha fazladır.
Kulluğumuzun, ibadet heyecanımızın zaman zaman durgunlaşması hayatın mevsimsel değişiklikler içerisinde yaşanıyor olması kadar normaldir. Durumu tespit etme, hemen müdahale etme,
Eğer Kudüs Müslümanların eline düşerse ardından Roma ve Atina da düşer...