Saadet asrıyla aramıza günler girdi, aylar, yıllar hatta asırlar girdi. Kur’an’ın vahyedildiği, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin yaşadığı topraklarda doğmadık; aramıza mekânlar, yollar, denizler girdi.
Aynı hayat kaynağına sahip olduğumuz halde, Kur’an ve Sünnet bizim hayatımızda beklenen dönüşümü niçin gerçekleştirmiyor?
Âlim de dinin kendisine verdiği otoriteyi kullanan, İbnü’l Cevzi’nin tabiriyle, ‘Âlemlerin Rabbinin adına imza atan’ kimsedir.
Ego, uyku hâlidir; uyanık fakat bihaber olma hâli. Egonun hayal hâli yok edildiğinde öz, herhangi bir çaba olmaksızın uyanacaktır.
Nefsimiz bizi dibe çekmeye çalışırken ‘SABIR!’ diyecek birini beklersek kaybettik demektir.Biz kendimizi unuttuğumuzda bizi kendimize kim getirir ki?
Bu gözlük, yemyeşil ağaçlar, çiçekler, meyveler ve derelerin olduğu bir bahçede, toprağın altındaki haşereleri gösteren bir gözlüktür.
Beslenme konusu günümüzde koruyucu hekimlik açısından ele alınan önemli konulardan biridir. Beslenme vücut için gerekli olan […]
Doktor olma isteğim çocukluk yıllarıma dayanır. O zaman Mersin’de bulunuyorduk. Henüz okula gitmiyordum. Evimiz devlet hastanesine yakındı.
Mekke'de otelimize yerleşip bir saatlik dinlemenin ardından kafile hâlinde toplanıp umremizi tamamlamak için Kâbe’ye gidiyoruz.
Bakıldığında Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin tek amacı müellefe-i kulûb için çok kıymetli olan dünya malından çokça vererek onların kalbini İslam’a ısındırmaktı.