Rabb’imiz insanoğlunu fıtrat üzere yarattığını, Kur’anı Kerim’de bize bildirmiştir . Her şeyi bir denge içerisine koyup […]
Mesela; bizim cihat kabul ettiğimiz örtümüz, dizi yönetmenleri için bir kumaş parçası, bir reyting aracı olarak görülmekte. Dizilerde genelde hizmetli veya köyden şehre inen
İslam; bağlılarını izzet, onur ve saygınlığa davet eden, mensuplarına diğerlerinden farklı ve özgün olmayı vaaz eden, emir ve yasaklarında da bu farkı ortaya koyan Allah’ın yegâne projesinin adıdır.
Günümüz modern dünyasında kadın büyük bir kandırmacanın içerisindedir. Tarihi seyre kısaca bir dönecek olursak 17. yüzyılda […]
"Rahman'ın kulları yeryüzünde tevazu ve vakar ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atıp sataştıkları zaman aldırmadan 'selametle' geçerler."
Fıtraten etkilemeye ve etkilenmeye müsait olarak yaratılan insan, İslam’la şereflenerek Müslüman olduğunda fıtratında taşıdığı bu özelliği yok olmaz.
Ölüm… Hareket eden eller bir daha kalkmayacak, atan kalp bir daha atmayacak, kelimeler ağızdan bir daha çıkmayacak, eller sevdiği insanlara bir daha dokunmayacak, göz sevdiğini bir daha göremeyecek…
Rabb’imiz: “Sizi şubelere ve kabilelere ayırdık!” buyuruyor. Evet; Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Gürcü, Laz, Boşnak, Arnavut… Farklıyız…
Kadın, anneliğinin ve eşliğinin içini doldurabildiği sürece her mücahidin aslıdır. Mücahit, meydanlarda elinde dokuz kılıç parçalanan yiğit ise, kadın onun arkasında duran güçtür.
İnsanı, hayvanı, kuşu, böceği; bilinen bilinmeyen tüm mahlûkatı yaratan Allah Teâla, yarattıklarını hem koruyan hem de onlara sonsuz bilgisi ile eksiksiz bir sistem sunandır.