Amacımızın ikna olduğu hissine kapılmadan tartışmadan uzak kalarak muhabbetimizi sürdürmeliyiz.Tartışmak, ikna etmek ve düzeltmek değildir. Şeytanın bizim önümüze çıkardığı tuzak çukurlardan biridir.
Evet, elhamdülillah mü’miniz. Ama imanımız da amellerimiz de ahlakımıza göre ölçülmektedir ve özellikle amellerimiz ahlakımız sayesinde değer kazanmaktadır. Ahlak ümmeti olarak gönderildiğimiz bu dünyada ahlakımızı koruyalım ki ne amellerimiz heba olsun ne de imanımız elimizden gitsin.
Cuma, mü’minlerin bayramıdır. Mü’minler için bayram ne ise Cuma da odur. Nasıl bayram günü maddî manevî mutluluk, sevinç, ziyafet doruk noktasındadır, Cumalarımızda da aynı duygular ve heyecan zirvede olmalıdır.
İmtihanın boyutu, imtihana maruz kalanların kapasitesi kadardır, Doğu Türkistan’da bu kanunun uygulama sahalarından biri. Mü’min olmak; ilk nesil gibi dik durmayı, son kazananın kendisi olduğunu bilmeyi gerektirirdi. Nitekim dik durdular, duruyorlar da.
Her zaman beden hastalanmaz; bazen hatta çoğu zaman ruh hastalanır. Hatta çoğu zaman da ruh hastalandığı […]
İffetin yok sayıldığı, hayâ damarının çatladığı toplumun içinde Allah’ın fidanı olarak yeşermek ve etraftan gelen sert rüzgârlara rağmen başak misali hiç yıkılmadan toplanacağımız günü beklemek! Mü’minin işi, Rabbi’nin onu çağırdığı güne kadar ona verilen görevi en güzel şekilde yerine getirmesidir.
En güzel iletişim; imanın nuru ile aydınlanmış gözlerden gözlere yansıyan samimiyet dolu sözlerle sağlanabilir. Bu da ancak Allah'ın kalplere lütuf olarak bıraktığı sevgi ve merhamet filizlerini kurutmamakla mümkündür.
Arkadaşlık, dostluk ve kardeşlik…Ne kadar da iç içe girmiş kavramlar. Nedense toplum olarak tam manasına vâkıf olmadan kullandığımız kavramlar gün geçtikçe artmakta. Hâlbuki ne kadar iç içe olsa da her biri birbirinden ayrı kavramlardır.
Hayâ öncelikle Allah'a karşı olmalıdır. Zira Müslüman, Allah'ın ayıplamasından çekindiği için zaten insanların ayıplamasını gerektirecek bir işe imza atmaz. Ayıplanmaktan çekinen Müslüman; yaptığıyla, baktığıyla, giyimiyle ve konuşmasıyla utanılacak hâle düşmekten sakınır.
Peki, odun toplamak için geceyi tercih edenler kimlerdir? Karanlığı aydınlığa değişenler kimlerdir? Hayatı pahasına ormanın tehlikelerine dalanlar kimlerdir? Güneşin batmasından sonra aklı başına gelen tembeller, aydınlığa çıkmaya cesareti olmayan suçlular...