Hasan el Benna, ulemanın sorumluluğunu şöyle dile getirir: “Ey Ulema! Ortalıkta mülhid, inkârcı ve onları besleyen basın cirit atıyorsa bu sizin hareketsizliğinizdendir. Uyanırsanız onlar inlerine çekilecektir.” der.
Her alandan İslam’a sımsıkı sarılmış şu güzide hanımlara bir bakalım. Hangi alanda “Bizden bir şey olmaz.” dediler? Hangi alanda geri durdular? Aksine Allah’ın dinini yüceltmek için üstün bir gayret gösterdiler...
Toplumun, Firavun’un sarayını andırdığı bir zamanda, Medyen’de yaşayan iki iffet abidesinden yola çıkılarak başlatılan Medyenli İki Kız Hanım Davetçi Okulu, Vakfımız’ın bayanlar bölümü olarak yürüttüğü projelerden sadece bir tanesi...
Gün geçtikçe her şeyin sanal hâle geldiği bu asırda eğlencenin de sanallaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Önüne geçtiği elektronik bir alette gördükleriyle, izledikleriyle eğlenen, yanındaki ile muhabbet etmemesine rağmen sanal ortamda dostluklar...
Mü’min, kimi zaman yürüyüş yaparak kimi zaman bir hastayı ziyaret ederek kimi zaman İbni Abbas radıyallahu anh gibi "Getirin benim şiir kitaplarımı da onları okuyarak dinleneyim." diyerek dinlenir...
Hayatımıza aktarabildiğimiz doğru bilgiler aklımızın gıdası ve ruhumuzun cilâsıdır. Boşluktan doluluğa, hamlıktan olgunluğa, negatiflikten pozitifliğe, eğriden doğruya, hep onunla hicret ederiz. “Boş başakların başı yukarıdadır...
Yahudi ve Hristiyanların ellerindeki kitaba rağmen dinlerini yaşamadıklarını söylüyor. Demek ki sadece kitaba sahip olmak, onu sürekli elinden ayırmamak yetmiyor. ..
Seviyoruz, ilmi, ilmiyle amil olan âlimleri. “Ya âlim ol, ya öğrenen ya da onları dinleyen. Dördüncüsü olma helak olursun.” diyen Resûl’ün peşinden gidiyoruz. İlme adanmış gözler, ilme adanmış yürekler bekliyor Ümmet’imiz.
Bugüne kadar hamdolsun, ameliyatlık bir durumun olmadı ama olan yakınlarım oldu. Onlar vesilesi ile gördüm ki insan, vücuduna neşter vuracak cerrahı seçerken kılı kırk yarıyor haklı olarak...
En kötüsü de insanın umudunu israf edişidir ki umudu kaybolan gencin şeytan tarafından kandırılması neredeyse kaçınılmazdır. Çünkü umut; mü’mini ayakta tutan, ona gideceği yolda hız kazandıran büyük bir nimettir...