İnsan, güven duygusunu doğduğundan itibaren kazanmaya başlar. Ailesine, akrabalarına, komşularına, dostlarına, arkadaşlarına, yaşadığı topluma, devletine, askerine, […]
Ahzab Sûresi 33 ve 59. ayetlerdeki, ”Kadınlar zaruret olmadıkça evlerinde kalsınlar” ayetini işlediniz. Buna sebep olarak, hem çocukların yetişmesini hem erkeklerin evlerinde eşlerine yeterince doyamamasının
Olması gerektiği şekliyle kadın; hayatın, toplumun, tarihin ve insanın yarısıdır. Bu, bir ideal değil evrensel gerçekliğin tarihe yansıması gereken şeklidir ve kadının en net, en gerçekçi, en olması gereken tanımıdır.
Kendi zamanımıza ve şartlarımıza göre işler yapmak durumundayız. Bu nedenle çocuğumuza ‘Kur’an’ verirken şöyle bir program izlememiz işimizi inşaallah kolaylaştırır:
Dövmek ve insan kelimelerinin bir arada telaffuz edilmesi bile kabul edilemez. Dayak asla insani değildir. İnsani olmayan bir şeyin aile içinde tabii olması da düşünülemez. İnsana dair bir ortamda dayakla bağlantı kurulacaksa bu bağlantı
Erkek, kendisi gibi bir kadın bekledikçe onu bulamayacaktır. Bulsa da o, kalbine huzur veren bir sekine olmayacaktır. Allah’ın kurduğu düzende kadın gibi kadın ve erkek gibi erkek, bereketin kaynağıdır.
Erkek, nikâhla bir kadının eşi durumuna geldiğinde o kadın erkeğin sığınağı olur. Erkekteki ve kadındaki insan olmaktan kaynaklanan zafiyetler, birbirlerine destek olmaları ile nispeten de olsa telafi edilmiş olur.
Müslüman kadının iffeti, İslam’ın insan üzerindeki ilkelerinin ne denli korunduğunun göstergesidir. Kadının veya erkeğin iffetli olması, özellikle de kadının iffeti ile bilinirliği bir toplumda şu hususların aktif olarak bulunduğunu gösterecektir:
Anne babalarının anlayışsızlıklarını şikâyet ederler; fakat anlayış göstermezler. Sessiz kalarak, protesto ederek ses getirmeye çalışırlar.
Sevginin bedeli var. Sevginin gerekçesi var. Aradığın gibi olmayabilir ama kısır bakma, dar açıdan görme; aile uğruna çevrene bak.