“Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık.” diyor Ahmet Haşim. Bugün biz bu yakınmaları yaparken horozlar yerine teknolojik aletler demeliyiz.
Sevgiye de bir ahlak düzeyi getirmek zorundayız. Bir hanımın eşini sevmesi, ona her gün eksiksiz ziyafet sofraları kurmasını gerektirmiyor.
Allah, kurbanı keserken bizim kendi ölümümüzü tefekkür etmemizi istiyor bizden. “Belki uzanmış yatanın bir koç değil, bizzat kişi kendisi olduğunu hayal etmelidir...
‘Kullarım! Benden dileyin. İzzetime ve celalime yemin olsun ki bugün benden ahiretiniz için ne dilerseniz onu vereceğim. Dünyanız için de ne isterseniz ona bakacağım.
Müslümanların en büyük handikapı; batının modern dediği şeyi evirip çevirip kendi arzusuna göre uyarlamasıdır. Moderniteye karşı tamamen sağır kalmak da Müslümanca bir bakış değildir elbette.
Allah; Hâlik, insan; mahlûktur. Ahlak ise Allah’ın insanı yarattığı şeklidir, fıtrattır ve bozulmamış mayadır. İnsan, fıtratına […]
Toplum adına düzenlenen eğlenceye dair faaliyetlere şöyle bir göz gezdirelim, kaçı Müslümanca ya da kaçında Müslümanca bir duruş görüyoruz?
  Dinimiz Hayat Dinidir Dinimiz kâmil bir dindir. Rabbimiz’in kulları için seçip razı olduğu Şeriatımız’da eksik […]
Kaleyi içeriden güvenli hâle getirmek aile fertlerinin görevidir. Aile fertlerinde öncelikli olarak aranan ve kaçınılmaz eğitimi olan, annedir.
Uzun zamandan beri, belki de kendimizi bildiğimizden beri boyumuzu aşan, göz sınırlarımızdan taşan, ağırlığı zaten çoktan bizi geçmiş olan kütüphanelerle iç içeyiz. Belki de şimdiye kadar önümüzden defter