İnsanın eşi yağan yağmurda şemsiyenin altına girmesi gibi bir şey… Bir çok şeyden koruyor. Başta günahlardan, haramdan, ruh saçmalamasından, gönül dağınıklığından, dikkat dağılmasından…vs. Önemi büyük.
Eşim bana, “Telefonuma bakamazsın, kurcalayamazsın. Arkadaşlarımın resimler var, mail ve sosyal hesaplarımı karıştıramazsın" diyor.
Eşimle tartıştık, "erkeksen beni boşarsın" dedi. 2 çocuğumuz var. Eğitim seviyesi ve dini bilgisi ham. Ne yapmalıyım ben bu söz üzerine?
1 aylık evliyim; güven ve saygıyı kaybettik. Yine iş için sürekli yurtdışına çıkıyor ve güvenim olmadığı için sorunlar yaşıyoruz.
Esasında ben de çocuğumu kendim büyütmek istiyorum fakat, eşimin sert tavrı beni çok kırıyor. Her konuda böyle davranıyor. Ben erkeğim, böyle olacak, sertliğinde. Ben ise kırılganım.
Filmin önce yazarından bahsedeyim: Yaşı elliye dayanmış, evli, iki çocuk annesi bir İngiliz kadın bir gün oturmuş ( yıl 2012) hayallerindeki erkeği ve sapkın cinsel arzularını yazmış.
Hocam bizim gibi yaşı 25’lere gelmiş evlatlarınıza ne önerirsiniz? Her şeyi bir kenara bırakıp ilim yolculuğuna mı çıkmalıyız yoksa yuva kurmaya mı çalışmalıyız?
Bir de eşim, evde yalnız korkup evde yalnız kalamadığından, evde tek olduğumuzda sabah ve yatsı namazlarına cemaate gitmemi istemiyor.
Sorum ise şu; yaşım 19-20, evlenmeden ayrı bir eve çıkarsam Allah hesap gününde sorar mı bunu bana?
En önemlisi, ben sevgi anlamında babama karşı çok soğudum, onunla konuşmak bana acı veriyor; beni anlamayan, umursamayan bir baba, sadece gönlümü kırıyor.