endişeSORU: Selamünaleyküm hocam;
Yirmi yaşında bir kardeşiniz olarak, sizi tanıdıktan sonra biz gençlerin İslam için ne kadar gerekli olduğunu ve boş durmamamız gerektiğini kavradım. İmanımı kuvvetlendirecek her yola hızla atıldım ve uygulamaya başladım. İnternet üzerinden bir oyunla vaktimi heba ediyordum, sildim kurtuldum. Arkadaş çevremi gözden geçirdim ve bana engel teşkil edecek arkadaşlarımla mesafemi oluşturdum ve Rabbim’e iyilerle karşılaştır diye dua ettim. Gönül bağı ile bağlandığım. Fakat aileler evlenme kısmına okul bitene kadar sıcak bakmadığı için irtibatı kestiğim bu bayana: vakti zamanı gelince bu yola tekrar gireriz dedim, o da kabul etti sağolsun. Bu pazar ki dersinizi (bu mektup hepimize) izledikten sonra yanlış yollara sapmış arkadaşlarımla irtibata geçtim ve o sohbetinizi hepsine ulaştırdım. İnşallah etkili olur. Fakat şehvet duygusunu şu kalbimden bir türlü söndüremiyorum. Kendimden soğuyorum. Zaman zaman kendi kendimi tatmin ediyorum aklımdan çıksın diye ama bunun bütün çabalarımın Allah’ın karşısında değersiz kalmasından korkuyorum. Yol gösterin şu kardeşinize.
Selamünaleyküm
CEVAP: Selamünaleyküm;
Güzel yavrum, sevgili delikanlım.
Yaşadığın sürece o ateş seninle yaşayacak. Bizim ilk ağabeylerimiz olan Habil ve Kabil de o ateşle yaşadılar. O ateşi senin damarlarındaki kan gibi kabul et. Damarlarındaki kanı yok kabul edebilir misin? Yaşadığın sürece kan ile yaşayacaksın. Bu da öyle bir şeydir. Eğer o ateş olmasaydı sen de olmayacaktın. Baban o ateş sayesinde anneni buldu. Babanla annen, o ateş sayesinde birbirlerinin kahırlarını çektiler de senin yaratılacağın süreç yaşandı. Onların anne babaları da böyle idi. Dedenden babana, babandan sana ve yavrum senden de senin devamın olacak çocuklara geçecek bir ateştir o. Onu yok sayamazsın, itip atamazsın. Kendini helak etmiş olursun öyle bir şey yapacak olursan.
Sevgili gencim, ümmetimin umudu,
Öyle bir Allah’ımız var ki bizim, her işi bizim aklımızın almayacağı hikmetlerle doludur. O hikmetleri saymaya kalkışacak olsak delirirdik de sayamazdık onları. Bizi bu şekilde yaratmasında da onca azametli hikmetler vardır kuşkusuz. O bizim Allah’ımızdır.  Bize rahmeti, bizim bize acımamızdan çok daha fazladır. Bizim içindir bize ne yaptı ise. İçimize bir şehvet ateşi koydu ise eğer o da gereklidir, bizim içindir, bize yararı vardır.
Sevgili gencim, ümmetimin umudu delikanlım,
Allah’ın kanunu şudur: Nimet verecek, sıkıntı verecek, yola sürecek ve imtihan edecek. Bu bir kanundur. Senin itip atamadığın, sıyrılmadığın şehvet ateşi senin için nimettir, sıkıntıdır ama imtihandır. Onunla kazanacaksın hayatı ve cenneti. O sayede eşin olacak, çocukların olacak. Cihat edeceksin onların sayesinde ve kazanacaksın Rabbinin rızasını. Bir yandan dünya lezzetlerine ereceksin diğer yandan da Rabbine kavuşacaksın. Olmasa o ateş, sen yanıp kavrulamazdın, için dışın tutuşmazdı. Tutuşmadıkça da yanıp kül olamazdın. Olduğun yerde bir taş gibi yığılıp kalırdın. Ne kazanabilirdin o takdirde, hiç değil mi?
O ateş, senin için nimettir. Bunu adın gibi bil.
Sevgili gencim,
Bu kadar önemli ve seninle iç içe bir ateşi, seni ısıtması için kullan. Seni yakmasına izin verme. Madem ölene kadar o ateş seninle olacak, ona elini yaktırmayacaksın. Tam aksine onun sayesinde cenneti kazanacaksın. Böylesini becerebilirsen, göklere kadar dolu bir melek ordusu sana dualar eder. Annen baban, senin sayende kazanır. Mü’minlerin umudu olursun.
Şimdi sana düşeceğim notlara dikkat et. Onları satır satır oku. Gerekeni de yap.
Bu ateşi iyi tanı, ona karşı dikkatli ol ama ondan korkma. Sen, Allah ile beraber isen İbrahim oldun demektir, seni hangi ateş yakabilir ki? Ateşten değil ateşi yaratandan kork, bütün korkuların gider, güvende olursun.
Şeytanın seni tuzağa düşürmek için uğraşacağını unutma. O da hiçbir zaman, ‘atla bu ateşe’ türünden yaklaşmaz sana. Bilir seni nasıl aldatacağını, kurnazdır o. Ateşi göstermeden çevresinde dolaştırır seni. Sakın ateşin çevresinde dolaşma.
Şehvet ateşinin tek çaresi vardır. O çare de evlenmektir. Vakti gelince muhakkak evlenmeye hazır ol. Yarın vakti gelirse yarın evlenmiş ol. Vaktini kaçırma ama aceleci de davranma; pişmeden yemeğe kaşık salmak gibi olmasın yaptığın iş. Vakti gelene kadar da sabret. Sabırla geçirdiğin her dakika senin için bir cihat olacaktır. Cihat ne demektir bilir misin, cihat!
Ateşin etrafındaki sebeplerden uzak durmalısın. Bu sebeplerin en belirgini, karşı cinstir. Genç bir kızla kapalı bir ortamda tek kalma. Genç veya ihtiyar bir kadının görüntülerine bakma. Sesine aşina olma.
Kendi kendine şehvetinle oynama seviyesizliği yapma. Gençlerin, kendi kendilerine rahatlaması, acıktıkça kusup kustuğunu yiyecek olarak tekrar yiyen birine benzer. Bu bir seviyesizliktir. Erkeklik olmayacağı gibi insanlık bile olamaz. Göreyim seni, kendi kusmuğunu yiyen birine benzeme sakın. Doğal kal, doğal yaşa.
Bu bir savaş ise ancak Allah’ın yardımı ile onu kazanabilirsin. Yahudi ile cihat eden Mü’min kardeşimiz ne kadar Allah’ın yardımına muhtaç ise sen, ondan fazla muhtaçsın o yardıma. Senin cihadın daha çetin bir cihattır. Çok dua etmelisin çok. Şairin dediği gibi ellerin karıncalanıncaya kadar dua et. Kendine dua et. Bu ağabeyine dua et. Gündüz et, gece et sevgili gencim.
Seni bağrıma basar, hasretle yeşereceğin günü beklerim.

Aziz ve Celil olan Allah’a emanet ol, selamünaleyküm.
Nureddin YILDIZ 

Comments are closed