Kendimizi o kadar farklı şeylere bölmüşüz ki kendimizden haberimiz yok, kendimizden kopmuşuz, kendimizden uzaklaşmışız. Dolayısıyla içsel olaylarımızı yönetemiyoruz. Yönetemediğimiz gibi dışsal, iletişim süreçlerini de yönetemiyoruz.
Hasan el Benna, ulemanın sorumluluğunu şöyle dile getirir: “Ey Ulema! Ortalıkta mülhid, inkârcı ve onları besleyen basın cirit atıyorsa bu sizin hareketsizliğinizdendir. Uyanırsanız onlar inlerine çekilecektir.” der.
“Sosyal medyanın da en büyük açmazı bu noktada düğümleniyor. Bir taraftan, insanda binlerce insanla beraber olup, onlarla buluşup konuştuğu duygusu uyandırıyor. Diğer yandan da insanı gerçek benliğinden soyutlayıp çok farklı maskelerle buluşmayı mümkün hale ...