Oysa çok değil bundan birkaç asır öncesine kadar evlerinin kapılarını kilitlemeyen, kendisine güvendiği kadar Müslüman kardeşine de güvenen, kardeşinin sözünü senet kabul eden, düşman safına asla bir kardeşini koymayan, kazanacağı hiçbir menfaati din kardeşinden daha değerli görmeyen nesillerin torunları değil miyiz biz?
Kadınların içinden de Ebu Hanife gibi biri çıksaydı kadınların durumu bu şekilde olmazdı. Nasıl ki Ebu Hanife’nin arkasından binlerce talebe yetişip onun hükümlerini tartışarak yeni meseleler ürettiler ve onun yolunu takip ettilerse Ümmü Hanife de olsa aynısı olacaktı.
İslam; bağlılarını izzet, onur ve saygınlığa davet eden, mensuplarına diğerlerinden farklı ve özgün olmayı vaaz eden, emir ve yasaklarında da bu farkı ortaya koyan Allah’ın yegâne projesinin adıdır.